Sinirli Prenses

Ne meçhul bölge dialogları,ne bay bayan kuaför salonları ne eli kırbaçlı manikürcü bebeler nede kırmızı saçlarım , hiç biri değil bu yazımın konsepti sadece bi arkadaşa bakıp çıkacaktım :)
Nan şu yerli dizileri izleyip moralimi bozmayacağım diyorum fakat yok anacım merak kötü bişe, kötü bişe merak..Bak herifler ablalar yengelerin yeni yıla New York ta giresi geldi çektiler gittiler..New York ta size girsin !!Bu geceki nasibimizide aldık çok şükür.. Ya o değilde sinema filmlerinden herkesten çok etkilendiğimi fark ettim..Avatar ı izleyeli neredeyse iki hafta oldu ama hala gördüğüm her ağacı Eywa , kendimi de Na’vi kabilesinden bi maviş gibi hissediyorum ve elbet bir gün Toruk Macto nun gelip beni terkisine atacağı günü bekliyorum! Evet gayette ciddiyim yapıyorum bunu :)

Sonracığıma şu Farmville yüzünden facebooktaki arkadaşlarımın yarısının şifresini biliyorum..Bu ne ya çiftlik dedik bağ bahçe dedik hırs yaptı hastalık yarattı..Şeytan diyor sat çiti çubuğu yerleş Pandora ya :) (bak hala Avatar mode: ON )


Kayıt Dışı: Çok güzel Fransızca konuşmak isterdim mesela sonra en şuursuz bakışlarımla kirpiklerimi kırpıştıra kırpıştıra “vıyy” demek ! Yap bak çok güzel oluyor..Dimi?

Not:Bu yazı karşıdan karşıya geçmek için ışıklarda beklerken önümüzden geçen araçlara el sallayan kuzenime ithaf edilmiştir..
SAYGILARIMLA