Sinirli Prenses

Ortaokuldayım yaz tatili başlamış yaşadığımız yere yakın bir tatil beldesinde çadır kuracağız hoş biz bunu gelenek haline getirmiş her yaz yapardık ama bu anlattığım orda geçirdiğimiz son yaz oldu..Çadır hayatı nasıl güzel bir yaşam biçimidir anlatamam..Sabah uyanıyorsun çadırdan adımını attığın yer yemyeşil çimen hemen yedi sekiz adım sonrası uçsuz bucaksız kumsal ve masmavi deniz..İkibuçuk ay boyunca her sabaha böyle uyandığınız düşleyin..Yeşil çimenler üzerinde yayıla yayıla sabah kahvaltısı ardından kumsalda yapılan domino okey,partileri ve arkadaşlarla çıkılan akşam üstü orman yürüyüşleri geceleri vur patlasın çal oynasınlar...Herşey güzel olmasına çok güzeldide ben bu dönemi biraz erken yaşadığımı düşünüyorum..Mesela ablam ve dayımın kızı..Bunlar hayatlarının en deli dolu zamanını yaşadılar o yaz yaş kemale ermiş +18 de geçeli çok olmuş bunun verdiği rahatlıkla alkol komalarınamı girmediler gazinolarda yapılan oryantal yarışmalarınamı katılmadılar üstsüz güneşlenmeye çalışırken ıstakoz gibi kızarıp yoğurtlu vücutlarıyla bir hafta boyunca kamp sakinlerine malzeme olmalarıda ayrı bi rezalet:))Efendime söyliyim bunlar her sabahın köründe kalkıp işe gidiyorlar akşam yine yollara düşüp kampa geliyorlar..Bütün hafta çalışıyorlar güzel güzel mayolar bikiniler alıyorlar e birtek hafta sonlarında giyebiliyorlardı , ben ne yapıyordum onların giymeye kıyamadıkları çeşitçeşit bikinileri giyip plajda showww yapıyordum:)) Ama akşam olmadan yıkayıp kurutup aldığım yerlerine geri koyuyordum bu konuda çok dikkatliydim ama çekirge bir sıçrar iki sıçrar.Birgün bunların yanında soyunma gafletine düştüm veee tatatataaaammm bikini izlerimden enselendim :)) Aneyyy bunlar bana bi hırladılar o oldu bir daha giyermiyim hiç..E ne oldu gel zaman git zaman şeytan dürttü yine..Ama bu sefer ortada delil bırakmamam lazım bikini iz bırakıyor hemde çok kalıcı her hafta sonu yapılan rutin bikini izi kontrollerinde enselenebilirdim..Bende bu sefer kıyafetlerine sardım..Ama nasıl sarmak bir saat arayla kıyafet değiştiriyorum assolist edasıyla dolaşıyorum kampta..Bunların kıyafetleri çok kıymetlidir üzerine su damlasa kıyametler kopar , ben ne yaptım onların bu kadar değer verdiği kıyafetlerle kumlarda debelenip o dağ senin bu bayır benim debelenip durdum..Taa ki bunlar hafta içi bir öğleden sonra izin alıp kampa gelinceye kadar :)) Bu olaydan sonra akıllandım bir dahada büyüklerimin eşyalarına tövbe ettim..Ama neymişş tarih tekerrürden ibaretmiş.. Şimdi ne oluyor ; dokuz yaşındaki yeğenim henüz kıyafetlerimi giyme erginliğine erişemediği için tüm kozmetiklerimi odamdaki diğer özel eşyalarımı evde yokken kişisel laptopumu dilediği gibi kullanıyor arada tek bir fark var ben yaptıklarımı gizli gizli yapardım maaşallah yeğenimin hiç utanması sıkılması yok gözümün içine baka baka :)) yeni nesil farkı olsa gerenk :p