30.05.2011

Kızım ve hobit ayaklarım

Kırmızı ışıkta karşıdan karşıya geçmeye çalışırken, kaldırımdan yuvarlanıp arabaların önüne olgunlaşmış armut gibi düşüp bi yerimi kırmadım da evde yatağın ayağına çarpıp ayak parmağımı kırmayı nasıl becerdim gerçekten bilmiyorum? Yetenek apayrı bişimiş öğrendim =) ( Acun beni de ünlü yapsa ya, Dominik adaları beni de görsün ) Lan hayırlısıyla bir doğursaydım şu cücüğü :)
Allahım annelik ne kötü bi psikoloji o kadar yuvarlandım dizlerim dirseğim falan sıyrılmış ama acı namına hiç birşey hissetmiyorsunuz o anda aklınızda sadece bebeğiniz! ( kötü psikoloji değil aslında iyi bişi )
Hormonlar saçma sapan olmuş durumda. Durduk yere hıçkıra hıçkıra ağlarken birden kahkahalarla gülebiliyorsunuz , alınganlık tavan yapmış, biri höt dese hemen zırlama pozisyonu , fiziksel değişimle birlikte gelen psikolojik bozukluk , eğilip baktığında sadece ayak parmaklarını görebildiğin çok sevimli kocaman bir göbeğin, içine giremediğin zilyon tane kıyafetin , hobit ayağına benzeyen ve aynen kıyafette olduğu gibi hiçbir ayakkabı ve terliğine sığmayan tombik tombik ayakların ve basküle çıktığında ekranda gördüğün rakamların her defasında artmış olmasının yaşatmış olduğu saçmasapanlık tarif edilemez :))
Lan bilok o kadar çok şey var ki yazılacak ama canım hiç yazmak istemiyor ya da şöyle de olabilir; neresinden tutup hangi ucunu toparlayacağımı bilemiyorum , dağınık bir çocuk odası gibiyim toparlanmayı bekleyen..(özlü sözlerimden de bir şey yitirmemişim )
=)
Tamam , şurayı pembe patikler bloğuna çevirmemek için söz vermek istiyorum ( hatta kendimi zor tutuyor da olabilirim) ama sonra birden aklıma şu geliyor ''burası benim lan canımın istediğini yazarım, siz de paşa paşa okursunuz. O kadar!'' :)
Burada satırlarıma son verirkene küçüklerimin gözlerinden öper büyüklerime selam ederim.
Birazda sen yaz hep ben hep ben olmuyor
Öpito

2 Comments:

  1. Adsız said...
    jesuss.. : )
    Sinirli Prenses said...
    Amen :)

Post a Comment