Sinirli Prenses

Hani bilgisayarda masaüstüne sağ tıklayıp zırt pırt yenile dersin ya bilinçsizce benimde hayatıma sağ tıklayıp yenile diyesim var..
Çok sıradanlaştı son günlerde otomasyona bağlanmışçasına iş ve ev arasında gel gitlerden ibaret hayatım.Yeni renklerim olsun istiyorum hayatımda , isimlerini ben vereyim sadece bana özel olsunlar..yepyeni bir gökyüzüm olsun ve hatta daha parlak bir güneşim..
Yada herşeyi olduğu gibi bırakıp başka bi şehir veya başka bir ülkede yeni bir hayata başlasam..
Arkama bakmadan çekip gitmek..(Ailemin yokluğuna dayanabilirmiyim lan?Sanırım bilmiyorum)

Mesela bir sabah gözlerimi açsam ve bambaşka bi şehirde bambaşka birisinin hayatını yaşıyorum , onun kaldığı yerden devam ediyorum hiç yadırgamadan sanki hep ordaymışım gibi..

Hayatımın en güzel yılları lisede geçti benim..
Gelecek kaygısı yok geçim derdi yok dert yok tasa yok..Tek derdimiz dersler onlarlada bizim alakamız olmadığı için pembe gözlük modunda geçti gitti cağğnım lise yılları..Şimdi deselerki ömründen çeyrek alacağız gel liseyi tekrar yaşa deseler hiç tereddüt etmeden kabul ederdim..Okuldan kaçıpta eve giden ilk salaklar bizdik sanırım ders boş derdik..Aptallar gitsenize sinemaya parka sahile :)
Bir keresinde yine okuldan kaçmışız böyle tırsa tırsa uzaklaşıyoruz menzilden..Zort babamla burun buruna geldik nereye kızlar sorusuna hep bir ağızdan verilen ayrı ayrı cevaplarla enseyi ele vermiştik..Yine bir seferinde arkadaşla kaçıyoruz bunun bi abisi var tam bela acayip tırsıyoruz kalbimiz popomuzda atıyor.Hem korkuyoruz hemde yapacağımızdan geri kalmıyoruz.Bende işi soytarılığa vurdum her köşe başında ahanda abin diye kızın yüreğini hoplatıyorum.Ne şom ağızlıymışımki dördüncü köşeden arkadaşımın abisi dikilmesinmi karşımıza.Nereye kızlar sorusuna cevap bile verememiştik.Sonraları akıllandık , okula çok yakın öğrencilerin takıldığı izbe ufak tefek cafeler keşfettik , cebimizdeki son kuruşu hep oralarda tükettik , birbirimize sigara içmeyi öğrettik çok güzel birşeymiş gibi , hoşlandığımız çocuklara isimsiz mektuplar yazdık , okul kapısında eteklerimizin boyunu kısaltmak için katladıkta katladık, sonra işin bokunu çıkarıp evden habersiz gittik terzide kestirdik..Kravat hep çantadadır sadece müdür yardımcısı ufukta görüldüğünde boyna asılırdı..Devamsızlık hakkımızın hepsini sonuna kadar kullandık..Kirpiklerde şeffaf rimeller , dudaklarda meyveli parlatıcılar..Benim kirpiklerim pek ahım şahım değildir bana dediler kes kirpiklerini daha dolgun çıkar!!Cahillik işte kestim kızların aklına uyup kirpiklerimi bok gibi oldum aylarca uzamadı o kirpikler şimdi saçıma bile kıyamıyorum kestirmeye:)

Yaş ilerledikçe sorumlulukların arttıkça dahada çekilmez oluyor bu hayat denilen nane.Çok yaşlanmış sayılmam ama ileriyi düşündükçe neden üzerime ağırlık çökmüş gibi oluyor.
Yaşayacağım günleri düşündükçe yoruluyorum..
Gözümü kapasam yattığım yerde..Sonra açtığımda kucağımda torunlarım falan olsa ben böyle tonton yaşlı bi nine yanımda buruşuk bi dede..
Of sıkıldım bitti yazı tamam bakma artık..Alt+F4
Öpücük:*

Hani şimdi biz birbirimize rumuzlarımızla hitap ediyoruz ya ondan sebeptir aklıma geldi, bizim eskiden telsizimiz vardı..Babamın rumuzu “Oturan Ayı” :) ablamınki “Melodi” idi , annemin bu işlerle pek ilgisi olmadığından rumuz kullanmıyordu biz kendi aramızda ona anne diyorduk :) Ben ise tabi yine küçüğüm ve sapsarı saçlara sahip olduğum için “Sarı civciv” .

İnanılmaz zevkliydi ya akşamları telsizin başına toplaşılır brek brek arkadaş arıyorum nidalarıyla kahkahalar birbirine karışırdı.Taksicilerin telsizleri 7/24 açık olduğu içinde genellikle onlar denk gelir havadan sudan muhabbet edilirdi.Günlerden bir gün benim sevgili babam hangi akıllıdan duyduysa biz evde yokken telsize bakır kablo taktırmış daha iyi verim alabilmek maksadıyla pek güzel verim aldık :)
Şimdi koskoca bilmem kaç dönüm bi tarla düşün yemyeşil ortasında da müstakil bahçeli bir ev ahada o bizim oturduğumuz yer. Çevresindeki en yakın ev yüz metre kışın kar yağdığında mükemmel yazın ayrı bi hava güzeldi yani anlayacağın. Birgün şehir dışındaki bir düğünden dönüyoruz hava yağmurlu ama nasıl yağıyor şimşekler gökyüzünü parlatıyor.bizde yaklaştıkça ay bu yıldırım bi yere düştü yok gök yarıldı diye yorumlar yapıyoruzderken eve geldik ışığı açmaya çalışıyoruz açılmıyor diyoruz elektrikler kesik ama karanlıkta ilerlemeye çalışırken ayağımıza bir şeyler batıyor her yerde bir şeyler var bir mum yardımıyla biraz aydınlanınca anlıyoruz evimizin elektriklerinin neden olmadığını , meğer bizim eve yıldırım düşmüş çok sevgili babamın taktırmış olduğu bakır tel tüm yıldırımları bizim evin tepesinde toplamış ve sonunda biyerden çıkmış.Evdeki tüm prizler ambuller patlamış resmen toz haline gelmiş saçılmış evin her bir yerine, elektronik hiç bir şey çalışmıyor ki sadece bizim değil yüz metre ilerideki komşularımızın bile..O gün çok sevdiğimiz telsizimizin bizim evdeki son günüydü :)
Babam mı? Yok onu söküp atamadık o hala bizimle:)

Olacaksa eğer illaki bir dövmem ahanda tam buramda bu olmalı:)
Çok güzel lan bulok çok kıskanıyorum bu hatunu saçlarıda rasta ohhh ne ala..Ala lunaaaa.

BAYILIYORUM BEN BU KIZLARA :)

Dünden geceden beri nasıl canım sıkkın nasıl sinirliyim nasıl bir hazımsızlık çekiyorum anlatamam lan buloğum..Anlatmak istiyorum ama kelimeler o kadar sığ kalıyor ki anlatmaya , birde seni üzmeye kıyamıyorum..
Hayatımın hatırı sayılır bir bölümünde yer almış fakat bazı nedenlerden dolayı şu an aynı yerinde olmayan bir arkadaşımın göndermiş olduğu maili sindiremiyorum..

Suçlamış beni zor günümde yanımda değildin diye sonra hayatımdaki yerinin değişmesinden sonraki tüm görüşmeleri zoraki olarak görmüş ve kendi aklınca o görüşmelerden beni kurtarmak adına hayatından tamamen çıkarıyormuş sanki hiç tanışmamışız gibi..

Mailin sonunada güya güzel dileklerde bulunmuş "hayat sana hep benim gözümle baksın"diye..
Ne bu şimdi dua mı bedduamı..
Yaşadığım duygu kesinlikle üzüntü değil ama sinirliyim gerçekten..
İnsan verdiği değere acıyor..
Adım gibi eminin kendiside yazdığı tek bir kelimeyi bile gerçekten inanarak yazmadı , sadece sessizliğime suskunluğuma tahammül edemedi..
Ben onun zoraki sandığı görüşmeleri onca yılın yaşanmışlığın hatırı olarak görürken onun zoruna gitmiş yazık çok yazık..

Hayatımdaki yeni yerinin nedenini birgün olsun sorgulamadı sadece yargıladı sen öylesin sen böylesin bunu yaptın şunu yaptın diye ama hiç neden Sinirli neden diye hiç sormadı..Sorsaydı belki anlatırdım ama hiç sormadı..
Bende sustum..
Sonsuza dek..

"Kodumu oturtacak bir söz var dilimin ucunda ;

Recep İvedik Vol II. Ye götürülmek vaadiyle bizi kandırıklıyan erkek kişilerine ceza amaçlı hayatlarında hiç oynamadıkları Tabuyu oynatmak..







Neymiş efendim Tabu ;

Öğreticidir..
Kahkahadır..
Eğlencelidir…
Rezil edicidir..
Bol miktarda neşedir..
İnsanın çişini tutamama sebebidir..
Gülerken gözlerden yaş gelme sebebidir..
Kartta yazan kelimeyi görünce gözlerin pörtleme sebebidir..

Sayın sevgili çok kıymetli biloğum özledim lan seni:)
Neden mi seni bu kadar ihmal ettim ; dur anlaticimmm yalama artık suratımı :p (bilokuma köpek muameleside yaptım ya ben artık iflah olmam)

Herşey seneler öncesinde bir hastalık kıvamında oynadığım , bitirdiğim Wolfenstein oyununun CD sini ofisteki arkadaşın çekmecesini kurcalarken bulmamla başladı..Nerden buldum , nerden dürttün yine şeytan kardeş işin gücün yokmu allasen hep benlemi uğraşıyon..Bir haftadır deli gibi oyun oynuyorum gece üçlere kadar gündüzleri zombi gibi dolaşıyorum ofiste işin kötü yanı işler nasıl yoğun geberiyorum yorgunluktan..Oyuna başlamadan önce eve gittiğimde direk yatardım ölüyom bitiyom diye şimdi evde kimse yoksa bırak yemek yemeği montumu bile çıkarmadan oturuyorum pc nin başına.. Herşeyden geçtim huyum suyum değişti kendimi oradaki asker gibi hissediyorum yolda yürürken taklalar atıp her köşe başında dürbünlü silahımla ortalığa göz atasım geliyor , bütün gece rüyamda nazi askeri gebertiyorum yemin ederim rüyamda yoruluyorum , ağlayarak veya çığlık atarak uyanırsam da pek şaşırmam valla :)
Şimdi mission 6(part 4) çok boktan lan burası acayip tırsıyorum mezarlıkları oldum olası sevmem zaten attılar beni gecenin bi körü mezarlığın ortasına bide garip garip yaratıklar korkudan oynayamıyorum da biraz normal hayatla bağlantım yerine geldi.Yoksa ben seni hiç unuturmuyum bebeyim aşk olsun :) sen bi yana Wolfi bi yana :)

Geçenlerde annem yeni çıkan şarkıcı ve şarkılara yorum yaptı ;
Ne o öyle hepsi birbirinden beter , duvarı boya ağaca zıpla bulaşık yıka seksek oyna böyle şarkımı olur hiç üretici değiller..Canım annişkom sen yeteri kadar üreticisin valla :) Seviyorum annemi tabi elinde terlik olmadığı zamanlar :))

Ha birde aklıma gelmişken şu 14 şubattada bi Allah'ın kulu nezaket namına bir dal çiçek uzatmadı ya helal olsun yurdum insanına..Kİmse üstüne alınmasın geçen 14 şubatta mağazanın birinde gül vermişlerdi onunla avutmuştum kendimi bu sefer o bile olmadı :))

Bir gün herhangi bir bara gidipte hey barmen çift zeytinli bir martini lütfen diyemeden ölüp gidersem gözüm açık gidecek.Sırf bu egom yüzünden ofistekiler bişey içermisin diye sorduklarında bile çift zeytinli martini lütfen diye cevap veriyorum..Tatmin edicimi; pek değil ama idare ediyorum..

Haydi kal sağlıcakla gelicem yine..
Öpücüklerrrrr.

Sevgili lan bulok farkındayım uzun zamandır dedikodu yapamıyoruz gel bu gece iki lafın belini kıralım.Sende biliyorsun ki hatta şahsen bizzat sen şahittin biz psiko kuzenle iddaa yapmıştık şubat sonuna yedi kilo pehhh gitti yattı kupon .. Hepsi komplo biliyorum zaten kandırdı bu beni 45 likler gecesine gideceğiz diye bende tüm saf ve temiz duygularımlan kandım inandım :) Meğer ne hain planları varmış geceye başlamadan önce şehrin en güzel pizzacısına götürülürmü iki haftadır elma portakalla beslenen bi insan evladı yazıkktır günahtır demi.Kuzen dedik bağrımıza bastık taş çıktı :D Götürdüm valla iki koca dilim pizzayı yeninda elma dilimi patates kızartması ve şişmanlatmayan gazlı içecek reklama girerse girsin ama yazacağım o kadar kalorinin üzerine Coca Cola Zero yu neden içtik onu anlayamadım ben hala:))Napalım bizde idda süresini uzattık birazcık yaza kadar falan :)

Efendime söylim yemekler yendi üzerine tavşan kanları içildi dedik tamam nostaljiye hazırız , karnımız tok sırtımız pek ..

Gittik abi mekana barkovizyonda Ayla Dikmenin doğumundan ölümüne sırayla veriyorlar fonda nostaljik 45 likler Anlamazdın Anlamazzzzzzzzzdınnnnnn böğüüüüü salya sümük ağlayacaz diye beklerken biz bir kop evladım moduna girdik ardından bize nostaljiiyi yaşatacak olan solistte az kırık bi erkek çıkınca gece pek bi şen şakrak neşeli geçti hatta o kadar neşeli ki arada salsa gösterisi bile izledik..Tanga geceside yapıyorlarmış onada gitçez (Tango değil canım bizzat tanga:))) İtiraf etmeliyim ki bi ara artık birinin çıkıp canlı şarkı söylemeyeceğini düşünmeye başlamıştım..Bide barkovizyonda o kadar çok bağğyan sanatçı gösterdiler ki solist erkek çıkınca birden bünyem kaldırmadı yadırgamıştım ama neyseki az kırıkmış aradaki açığı kapadık .. :)

Birde bu tür ortamlarda doğum günlerine uyuzum solist ne hediye edebilir şarkı e doğum günüsü insanıda eşek değil ya ister illaki..Hangi aklı ziyan insan doğum gününde "neden saçların beyazlamış arkadaş" şarkısını ister ki demeyin istiyorlar senin anlayacağın bebeyim 45 likler değil 70lik gecesi gibi oldu:))

Bide bakma sen benim böyle çemkirdiğime sağa sola eğlenceli bir geceydi gelseydin keşke sende bira içerdin soğuk ohhh miss :))

Birde yazmazsam çatadanak çatlarım gecenin sloganı "davaynan davaynan davaynan vurdu kafama "

Derse öğretmenden sonra girmiş mahçup bi talebe edasıyla yanıtlıyorum şuncacık mim i :)


By sinirliprenses prodakşınnnn guururrla sunar



Mimleyen : postlarına yaptığım bütün abuk sabuk yorumlarıma tüm metanetiyle karşılık veren Baarma!(zeko)


Sual: 40 yıl düşünsem aklıma gelmezdi diceğin 3 icat?


Yanıt: Aklıma gelmiycek şeyi nasıl söyliycem be..:)



Sual: Ailecek seviyoruz, beğeniyoruz, yiyoruz, deli oluyoruz dediğin 3 peynir çeşidi?



Yanıt: Yek ve tek başına Mihaliç Peyniri



Sual: Lunapark'ta sadece 3 makineye binme şansın olsa hangilerine binerdin?



Yanıt: 3 kere çarpışan oto :)



(ay şuncazı yazmak bile üç günümü aldı cevaplar için psikolojik destek aldım)

Küçüklerimin gözlerinden büyüklerimin ellerinden öpecimmm

Rüü cici mimlerde ben yanıtlamazmıyım :))

Blistex sıcaktan , soğuktan , rüzgardan ve kapalı ortamlarda bulunan havalandırma sistemlerinden etkilenerek zarar görmüş dudakları , sağlıklı ve bakımlı bir görünüme kavuşturmak için çok etkili bir çözüm önerisi sunuyor.Blistex Daily Lip Conditioner Hassas Dudaklara Günlük Bakım , içeriğindeki nemlendiriciler ve onarıcılarla dudaklarınızı yumuşstırken , SPF 15 özelliği ile dört mevsim maruz kaldığınız güneşin zaralı etkilerinden korumaya yardımcı oluyor.Şu kısma kadar ürünün sitesinden aldığım açıkalamasıydı kendi yorumumu katıyorum şahsen dudaklarım çok çatlıyor pekte dolgun matah bir dudağım yok ama yinede bakıma ilgiye şefkate ihtiyaç duyduklarında ahanda kabaca bu meyveli vazelin imdadıma yetişiyor..Kısaca herkese tavsiye ediyorum böyle kocaman göründüğüne bakmayın minicik şipşirin bir kutusu var oldukçada kullanışlı çantanızın vazgeçilmezi olacak güvenin lan bana..Hadi öptük ailecek Blistex li dudaklarımızla:))

Topu salladım kim tutarsa canı isteyen yapsın reklam sektörü canlansın :))